Su Depolarındaki suları içmesek bile, domuz gribi (H1N1) tehlikesinin en önemli önleyicisi olan; ellerin temizliği, sebze ve meyvelerin yıkanması, banyo ve tuvalette kullanımı, dişlerimizin fırçalanması, bulaşık ve çamaşır yıkanması ile de, sudaki mikroplar vücudumuza girmektedir.(Tifo, Tifüs, Dizanteri, Kolera ve Hepatit, Lejyoner gibi hastalıklar yayılmaktadır.)
Ayrıca kirli su deposunda görülen pas ve kum tanecikleri, hidrofor, arıtma cihazı, çamaşır ve bulaşık makinalarımızı tahrip ederek bozmaktadır. Periyodik temizlikleri yapılmayan su depolarında; kedi ve fare ölüleri ile solucan, böcek, çamur, pas ve mantar tabakaları oluşur. Bunu önlemenin tek yolu; sadece bu tür oluşumları temizlemek için özel üretilmiş olan dezenfekte maddesi kullanarak su depolarını yılda en az bir defa periyodik olarak hijyenik temizlik yaptırmak ve dezenfekte ettirmektir.
Son günlerde piyasada görülen her işi yapıyoruz diyen ehliyetsiz kişi ve kuruluşlar, sağlığımızla bu kadar doğrudan ilgili bir konu olan su deposu dezenfekte ve yalıtım işlerine hiç önem vermeden; gıda tüzüğüne uygun olmayan; Sodyum HipoKlorit (Çamaşır suyunun türevi), deterjan ve hatta yalnız basınçlı suyla yıkayıp, suya klor atıyoruz diye sizleri kandırmaktadır. Ayrıca emniyet tedbirlerini almadan çalıştıkları için elektrik çarpması ve Klor Gazı zehirlenmelerinden ölümlere sebebiyet vermektedirler. TSE Kurumu; piyasada çok sık kullanılan ve en ucuz temizlik ürünü olan Sodyum Hipoklorit’in (NaClO – çamaşır suyu) kapalı su depolarında kullanımını yasaklamıştır. Ayrıca, su deposu temizliği ve yalıtımı için Belediye’den geliyoruz diyenlere inanmayınız. Çünkü Resmi kuruluşlar bu tür hizmetler yapmamaktadırlar.